30 Haziranda yola çıkıyoruz...Behlülümün ilk uzun yolculuğu....Surattan ne kadar hoşnut olduğu belli :)
4 temmuza kadar Babaannemizde kalıyoruz...
Sonra Anneannemize gidiyoruz.
Her yer bizim rahat rahat takılıyoruz...
Parkta bu güzellikle karşılaşıyoruz. Kış boyu sokakta üşümesin diye kardeşimin gizlice apartmana aldığı kedi....
6 Temmuz gecesi Yalova Meydan turu...
Ve bu harika fincanlar bir kısmı alışveriş bir kısmı kayınvalidem ve görümcemden hediye...
7 temmuz da Balkan turuna çıkıyoruz bu sefer otobüsle...Daha önce tarihte yanılmıyorsam 2009 un Ekim ayında gitmiştik...Çok farklı buldum balkanları değişmiş ve gelişmiş...Geçen zaman Turiistik anlamda gelişmesini sağlamış. Doğası zaten muhteşem!!
8 Temmuz Üsküp...
9 Temmuz Matka Kanyonu...
10 Temmuz Belgrad
10 Temmuz Saray Bosna...
11 Temmuz 1995 Srebrenitsa...Rehberimiz çok bilgiliydi bir sürü o dönemle ilgili hikaye anlattı ve keşke o anlattıkları gerçekten hikaye olsaydı dedirten cinstendi...Hep aynı oyunlar her dönemde güçlü gördükleri herkese...Biraz bizim kafayı çalıştırmamız lazım....
11 Temmuz Vrelo Bosne...
11 Temmuz Mostar...
12 Temmuz Kotor...Benzer bir orta çağ kasabası da İtalya da vardı ne hayal kurmuştum giriş katı atölyem olur üst katlar evim olur diye...
Budva'dan bir görüntü...Ada aslında orta çağ kasabası gibi inşaa edilmiş otelmiş :( Ama çok güzel düşünülmüş... 14 Temmuz
14 Temmuz Ohrid...Hayatımda gittiğim en harika tekne gezisiydi...
14 Temmuz st. Naum manastırı...
15 Temmuz günü Atamızı ziyaretimiz...
Veee 15 Temmuz!!!!! Balkanlar harikaydı...Diğer bir çok ülke gibi ama benim için dünyanın en güzel yeri kendi vatanım! Biz 15 Temmuz gecesi yurdumuza döndük çok şükür gezmek her ne kadar güzel olsa da kuş ve altın kafes hikayesi...
Ve 16 Temmuz Anne evi dnlenme tesisleri :)
17 Temmuz
Yalova'da Tedi, Salı Pazarı ve İstanbul caddesindeki ucuzcu züccaciyelerden ufak alışverişler...
Yalova Perşembe pazarı alışverişleri...Bana kalsa bit pazarına nur yağardı :)
Temizlik günlerini yanlış anlayanlar :)
Gezi magnetleri...
22 Temmuz bu minnoş misafirimizle birlikte yazlığa göç ediyoruz....Pazar günü de ben eve dönüyorum :( Sucuklarımı Anneme bırakarak...
Ev çok ıssız her an böceklerim bir yerlerden çıkacakmış gibi geliyor....Hiç tadı yok evimin demek evimi güzelleştiren beni bir an önce eve getiren o minnoşlarmış...Şimdi çamaşır yıkadım, ev süpürdüm, sildim... vs vs ... işlerim hafifleyince bir kahve yapayım dedim her zamanki gibi...Ama sucuklarım yokken dünyanın en güzel kahvesini en harika fincanıyla içsem ne olur sanki :(
Postun sonu iç karartıcı olmuş olabilir ama öyle hissediyorum, özledim boncuklarımı... Eve gelmişken bir ses vereyim dedim. Şimdi işlerimi halledip tekrardan bavulumu hazırlayıp hafta sonuna doğru minnoşlarıma kavuşmak için can atıyorum. Tatilimizi bitirip cümbür cemaat dönmek dileğiyle...
