Merhaba ! Nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum ama çok etkilendiğim bir mesele var. Uzuuun zamandır da buradan yazmayı planladım hatta onda bile kararsız kaldım acaba yazsam mı yazmasam mı ? Doğru anlatabilir miyim anlatamaz mıyım? Dikkatim de çok dağınık ve söylemek istediğim çok şey var....Bazen sosyal medyada denk geldiğim bazen çevremde olan bazı olaylarla ilgili ...
Önce kendimizi biraz tanıtarak başlayalım. İsmi 'Çirkin' 10 mayıs 2014 ten beri birlikteyiz. İnanılmaz hassas bir kız. Üzülünce ,kıskanınca , kızınca hemen küçük tuvaletini yapar...Bağırsak tembelliği hastalığı var...Sürekli ilaç kullanmak zorunda.....
İsmi 'Dombili' Çirkin in oğlu. 1 Mart 2017 de doğdu. O da maalesef Annesinden gördüğünü yapmaya başladı son 1 yılda...En son kardeşi Balım geldikten sonra ondan bulaşan Kalisi isminde bir hastalığın bulaşmasıyla veterinerde 10 gün tedavi oldu ve çok şükür atlattı. Hayatımda ilk defa kurdeşen döktüm üzüntüden....

İsmi 'Balım' 30 Nisan 2019 da ailemize katıldı.Gözleri görmediğinden dolayı cins kedi olmasına rağmen veterinerde uzun süre beklemiş. Fotoğrafını ilk gördüğümde sevgisizlikten güzel görünmediğini düşündüm ve içimden biz onu çok severiz güzelleşir dedim. Çünkü gerçek sevgi iyileştirir. Görmeye gittiğimizde ilk kucağıma aldığımda hemen mırlamaya başladı. Minnacıktı ve sadece sevilmek istiyordu. Bize 7 aylık olduğu söylenmişti ve kısırlaştırma bedeli karşılığında sahiplendik. Bize aslında 7 aylıktan daha küçük olduğu ve O tehlikeli Kalisi hastalığı olduğu söylenmedi , özellikle öncesindeki görüşmede sorduk hem Balım hem evdekilerin sağlığı için bu tarz bir durum olup olmadığını...Ha deselerdi ki böyle bir hastalığı var. O zaman da Balımdan vazgeçmezdik ki...Sadece tedavisinin nasıl olması gerektiğini öğrenmek yeterliydi bizim için...
2019 yılının Temmuz ayında veterinerimizin önerdiği İstanbul da bir göz doktoruna götürdük. Belki biraz görebilirse yaşam kalitesi artar diye ümit etmiştik. Maalesef doktor muayenesi sonrasını hatırlıyorum. Yapacak bir şey olmadığını söyledikten sonra içimden bağıra bağıra ağlamak gelmişti. Çünkü geçirdiği o hastalıkta ihmal olduğu için gözlerini kaybetmiş. Ve dönüşü olmaz bir hale gelmiş....
Geçen yaz da anksiyete geçirmeye başladı. Çünkü Karakız dan korkuyor. Pazar gecesi biz uyurken bir şey oldu herhalde yine başladı anksiyete krizi.... Ne oluyor bu krizde anlatayım. Oturduğu yerden kalmıyor. Yemeğe , su içmeye , tuvalete ben götürüp getiriyorum ve sürekli sıçrıyor korkudan...

İsmi 'Karakız' temmuz ayında ailemize katıldı. Son 3 yıldır Annemlerin bahçesine mama yemeye gelen sevgi dolu bir pıtırcık. İlk karşılaştığımızda dili dışarıda olduğu için veterinere götürdük. Veteriner 3 yaş civarı olduğunu ve kaza geçirmiş olabildiğini söylemişti. Ağrı kesiciler ve vitaminler vermişti . Biz de tüm ilaçları tamamlanana kadar birlikte kalmıştık. Sonra her yaz gittiğimizde gelmeye devam etti. Onu her bırakışımızda kışı nasıl geçirecek? yemek bulabilecek mi? kış soğuk geçiyor nasıl olacak? endişeleri yaşıyorduk. Eşim dayanamadı alalım dedik. Biraz özgürlüğüne düşkün uyum sağlar mı sağlayamaz mı emin olamadık. Hala zorlanıyor. Şimdi yeni bir taktik deniyoruz , sürekli tek başına kalmak istediği odanın kapısını kapalı tutuyoruz ki diğerleriyle aynı ortama girmeye mecbur olsun...Bakalım tutacak mı? 2 gecedir uyutmuyor . Camın önünde durup mauuuv maauuuv bağırıp duruyor. Her şeyi geçtim alt komşumun hakkını ödeyemeyeceğim.
Temmuz ayında çene ameliyatını yaptırdık ve göz tedavisi devam ediyor.
İsmi 'Minnie' 2020 Mart doğumlu...Kuzenimin bahçe kedisiydi. Kardeşleri saman olduğu için sahiplenildi ama bu kızın bahçede kalmasına gönlümüz razı olmadı...Hayatımda bu kadar yaramaz bir şey görmedim. Veteriner bir arkadaşımıza danıştık. Dombili ve Balım Kalisi hastalığını atlattı ama taşıyıcılığı devam ediyor Minnie ye de bulaşır mı diye? Şimdilik sorun yok çok şükür...İlk bir kaç ay gece uyutmadı bizi tüm gece üstümüzde oyun oynadı... Gün içinde sersem gibi gezdik...
Sosyal medyada ya da çevremde birileri Kedi ,köpek sahiplendiği zaman inanılmaz geriliyorum. Onlar adına sevinmekten daha çok daha ağır basıyor endişe duygum...Çünkü öyle bir haldeyiz ki yanımızda bizimle yaşayan canlılar süs bebeği gibi dursun evimi , düzenimi , yaşantımı bozmasın, en güzel görüneni benimle olsun diyoruz....Öyle olmazsa kısa sürede vazgeçiyoruz onlardan...Aklım almıyor....
Gezmedikleri , girmedikleri yer yok. Yaramazlıkları umurumda değil kendilerine zarar gelecek diye çok endişeleniyorum...
Her sabah uyandığımda kırılmış, dökülmüş , sökülmüş bir şeyle karşılaşıyorum.
Daha önce hiç bu kadar yaratıcı bir yere çiş yapan olmamıştı. Ocağın yanına yapmış . Biz marketteyken 🤔 2 şüphelim var ama gözle görmeyince...
Evdeki eşyalar bu ve benzer halde...
Bir ara balkonda kullandığım halı...
Onlardan vazgeçmek yerine onlarla nasıl yaşayabileceğimize dair çözümler arayıp buluyoruz. Sonuçta bunları yaparken yaramazlık yapayım da milleti bezdireyim diye yapmıyorlar ki...
Bu yazıyı yazmamda özellikle birinden duyduğum bir söz beni en çok etkileyen şey oldu...Diyordu ki:' Benim mi kediden yana şansım yok? millet bir sürü kediyle yaşıyor hiçbiri benimki gibi değil....' o kadar üzüldüm ki... Onun için anlatmak istedim hiç bir şeyin kolay olmadığını...Ama benim bu zorluklar gözümde görünmüyor çünkü onlarla mutlu olduğum anlar değerli olan...Aman hasta olmasınlar diye gözlerinin içine bakıyorum.2020 Mart ayından beri birinin ilacı bitiyor birinin başlıyor. Tek istediğim sağlıklı ve mutlu olmaları.
Ha bir de çok saygı duyduğum birinin cins kedi üretip sattığı duydum ve inanamadım. Son gördüğümde de selam vermemiş olabilirim itirafında bulunayım...Neyse işte bilemiyorum. Anlatımımda eksik vardır fazla yoktur ama çok uzun bir yazı oldu maalesef umarım derdimi anlatabilmişimdir.